La Gazzetta Della Sport, Serie A'da yılın 11'ini seçmiş. Kadroda 6 tane Inter'li topçu var. En iyi teknik direktör ise Roberto Mancini'ymiş. İşte bu hiç olmamış, şiddetle katılmıyorum buna.
La Gazzetta dello Sport's XI for 2007: Frey; Maicon, Mexes, Cordoba, Zanetti; Figo, Cambiasso, Doni, Nedved; Ibrahimovic, Totti.
Coach: Roberto Mancini
sabato 29 dicembre 2007
İtalyada Yılın 11'i
mercoledì 26 dicembre 2007
domenica 23 dicembre 2007
Inter 2-1 Milan
venerdì 21 dicembre 2007
giovedì 20 dicembre 2007
Rahat uyu Nusrettin Baba...
Sessiz Gemiler
Bir İhtimal Daha Var
Esir Kalpler
Eve Dönüş
Sevda Çiçeği
Bir Salkım Üzüm
Ölümüne Sevdalar
Peki Olur Şekerim
Abdülhamit Düşerken
Ekmek Teknesi
Çemberler
Sinekli Bakkal
Bizi Güldürenler
Abuzer Kadayıf
Dar Alanda Kısa Paslaşmalar
Cumhuriyet
Ağır Roman
Kurtuluş
Bizimkiler
Ateşböceği
Merdoğlu Ömer Bey
Aşık Oldum
Kızlar Sınıfı
Üç İstanbul
Hababam Sınıfı Güle Güle
İttihat Ve Terakki
Gül Hasan
Kurban Bayramı
mercoledì 19 dicembre 2007
Torino - Roma
Torino-Roma Italya süper kupası maçında, Chino 2 gol kaydederek Torino'ya maçı kazandırmış adeta. Torino'nun 3. golü iste Comotto'dan. Roma'nın tek sayısı ise Mancini'den. Chino takipçinim adamım, gollerinle uçur bizleri hangi takıma gitsende :)
**
Inter ise Reggina deplasmanından 4-1'lik skorla ayrıldı. Goller Crespo,Balotelli(2) ve Solari'den...
martedì 18 dicembre 2007
FA Cup / Blackburn - Arsenal
Arkadaşlarla akşam şöyle bi çıkmış cafede çay çorba muhabbet derken, şöyle bir göz ucuyla izliyordum maçı. Arsenal erkenden skoru 2-0 yaptıktan sonra göz ucuylada değil hiç izlememeye basladım. Derken Santa Cruz ilk yarının son dakkalarında 1-2' ye getirdi skoru. 2. yarıya Blackburn hakikaten çok iyi başladı 60'ta 2-2 yaptı. Golü yine Santa attı. Maçı sunan Fikretçiğime selam olsun, yahu Fikret şu adamı biz sene başında ne aptalmışızki almamışız diyesim geldi birden. 90'da Arsenal 10 kişi kaldı, tamam Blackurn maçı aldı derken, uzatmalarda 2-3 yapmasınmı Arsenal. Deli gibi saldıran Blakburn'un 2. uzatmanın son dakikasında direkten dönende bir topu var hani Fikret abinin deyimleriyle ''inanılır gibi değil'' veyahut ''olacak iş değil''. Velhasıl kelam muhabbet yalan oldu, çay çorba yalan oldu, ama hakikaten güzel maç oldu. haftada 2 maç üstüne 120 dakika futbol... o da ayrı bir güzellik.
lunedì 17 dicembre 2007
Derby Della Madonnina
Haftalardır beklediğim maç nihayet geldi sayılır. Pazar günü 16:00'da. Derbi bu ne olacağı belli olmaz triplerini bir kenara atacak olursak, eze eze yeneriz diyorum. Ama tedbirli olmakta fayda var. Olurda derbeder olmuş milan'ın karşısına yenilgisiz şekilde çıkıp, bekareti bozdurursak işte o zaman üzülürüm, tarumar olurum tam kapasite. Mancini güzel bir ilk 11'le çıksın. İbrahimoviç'im haftaiçi antremanda falan sakatlanmasın. İlk golü Materazzi'm atsın dilekleriyle, güzel maç olsun beklediğimize deysin.
Avanti Inter !
domenica 9 dicembre 2007
Espri
sabato 8 dicembre 2007
giovedì 8 novembre 2007
lunedì 5 novembre 2007
venerdì 26 ottobre 2007
Bir maç günü...
Önce sabahtan 4 saat matematik, öğleden sonra 3 saat fizik. Bu yorgunluğun ardından hemen alelacele atladım trene. Eve uğrayıp, üstümü değiştirdikten sonra ver elini dolmabahçe.. bi kaç bişey atıştırdan sonra ilk defa erkenden stada gideyim dedim. 9 gibi stattaydım atmosfer gerçekten değişikti, güzeldi... insanların heyecanı yüzlerinden belli oluyordu. Maçtan önceki saygı duruşu anlamlıydı. 1. golden sonra nasıl ayağa kalktım normalde o düşüşle kemiklerimin kırılması gerekirken bende anlamadım. 2. golden sonra daha hayvani bi hissettim kendimi. İnanamadım. 2-1 olduğu an Gerrard sanki kafayı bana çakmıştı. Dedim tamam bu gazla 2'yide yeriz biz... olmadı ama Beşiktaş yanılttı beni iyikide yanılttı. Gecenin 1'inde eve dön ertesi günü okul var psikolojisiyle, mağlupken hiç çekilmezdi. Teşekkürler Beşiktaşım büyüksün... he unutmadan KOP'u da kopardık galiba inceden. Olsun birazda onlar kopsun...
giovedì 18 ottobre 2007
# Ivan Zamorano
1967 Şili doğumlu. 18 yıllık futbol hayatına milli takım kariyeriyle beraber 268 gol sığdırmış. Madrid'deki 4 senelik kariyerinden sonra Inter'e transfer olur. Madrid'deki kadar parlak bir grafik çizemesede yinede Inter'in sembollerinden biri. Interi ne kadar sevdiği videodaki jübilesindende açıkça anlaşılıyordur. 9 numaralı formayı giyerken, Ronaldo'nun sözleşmesi gereği 9 numarayı almak istemesinden sonra, 1+8 fikriyle Ronaldo'ya adeta gülüp geçtiğini gösterir bizlere. 2 lakabı var. ''Bamm Bamm'' ve ''El Guerreri'' Madrid ile İspanya Süper Kupası, Avrupa Süper Kupası ve İspanya Lig Şampiyonlukları mevcut. Inter ile ise 98'de Lazio ile oynanan Uefa kupası maçında Uefa kupasını gördü. 1'de golü var o maçtan. 2003'te futbolu bıraktı...
1+8, Guerreri Zamorano !
giovedì 11 ottobre 2007
Akrebin Gözleri...
mercoledì 3 ottobre 2007
Ver bi yanak bakayım...
Celtic'in 2. golünden sonra, taraftar sahaya iniyor Dida'dan yanağı alıyor, bir güzel kaçıyor Dida kovalamaya calısıyor, yetisemeyeceğini anlıyor, kendini bir güzel yere bırakıyor. Bizede tebessüm etmek kalıyor.
martedì 2 ottobre 2007
lunedì 1 ottobre 2007
Hayat fena halde futbola benzer...
Maç başlasın,
sabah 7'de kalk, üniformayı giy,
5 dakkalıgına yatağa uzan uyuyakal.
Treni kaçır, diğerine zoraki yetiş, okula git, 2 saat bekle,
sınıfların karıstırıldığını gör, sinirlen,
malak gibi konferans dinle,
ders programını gör, dibin düşsün,
seviye tespit sınavı ol, hemde matematik bi güzel sıç,
iyice moralin bozulsun,
okuldan çıkarken kapıdaki yazıyı gör,
tadilat nedeniyle 15 gün daha tatil yazısını oku,
90+bilmemnede gelmiş gol gibi sevin,
trene atla eve dön blog yaz, uyumak iste deliler gibi.
domenica 30 settembre 2007
Recoba derki;
Yakarım Roma'yı da yakarım...
Maçı tam izleyemedim malum Galatasaray - Beşiktaş maçından dolayı. Fakat Giuly'nin gördüğü gereksiz kırmızı kart sonrası dağılan Roma'yı çok kolay avlamış Inter. Açıkçası beraberlik beklerken net bir skorla galibiyet süper oldu benim açımdan. Goller Ibra(pen.), Crespo, Cruz ve Cordoba'dan. Roma'nın tek golü ise Perrotta'dan geldi. Inter 14 puanla Serie A'yı lider kapattı bu hafta.
giovedì 27 settembre 2007
martedì 18 settembre 2007
Eksiğiz ama...
Inter geldi İstanbula. Takımın defans hattı ciddi eksiklerle dolu. Mancini 20 kişi belirlemiş maç için.
Kaleciler: 1 Francesco Toldo, 12 Julio Cesar, 22 Paolo Orlandoni.
Defans: 4 Javier Zanetti, 6 Maxwell, 24 Nelson Rivas, 25 Walter Samuel, 35 Dennis Esposito, 38 Daniele Federici.
Ortasaha: 5 Dejan Stankovic, 7 Luis Figo, 11 Luis Jimenez, 15 Olivier Dacourt, 19 Esteban Cambiasso, 21 Santiago Solari, 36 Francesco Bolzoni, 37 Gabriele Puccio.
Hücum: 8 Zlatan Ibrahimovic, 18 Hernan Crespo, 29 David Suazo
Muhtemel 11 ise;
Cesar
Zanetti
Samuel
Rivas
Maxwell
Figo
Cambiasso
Stankovic
Solari
İbrahimoviç
Suazo
Takım eksik olabilir fakat onların yedekleride yabana atılacak topçular değil. Hücum hattı zaten çok güçlü Inter'in. Umarım Ibra gününde olur. Herşeye rağmane Avrupada başarılı olmasada tecrübeli bir Inter geldi Istanbula. Çarşamba 21:45'te neler olacak göreceğiz...
Forza Ragazzi !
domenica 16 settembre 2007
Kalbim Ege'de Kaldı...
Yaz aylarımın vazgeçilmez hapishanesi gibi gelir bana Altınoluk yaklasık 10 senedir. Bu senede öyle oldu tabii. Çıktık geldik İstanbul'a da noldu ? Aynı şeyler, aynı şeyler... Özlemeden edemiyorum şu an orayı. Güzel havasını, temiz denizini, sahil kenarındaki kahveyi, limandaki balıkçı Hüseyin ağabeyle balığa çıkmayı...
sabato 15 settembre 2007
giovedì 13 settembre 2007
lunedì 10 settembre 2007
Kapalı
Pc başında darlandıgım vakit(ki sık sık olur) hemen, D:\Besiktas klasörüne yatay geçiş yapıyorum. Yine öyle bir ruh halindeyken kapalının en sevdiğim fotolarından birine rastladım. Tribünün kendinden geçmiş bir halde kollar havada çılgınlar gibi bağırması alıyor beni benden... Bu fotoda aynen öyle gördüğünüz üzere... Gerçekten şahane.
venerdì 31 agosto 2007
Burda bitmez . . .
Alvaro Alexander Rivero Recoba 1976 Uruguay doğumlu en sevdiğim topcuların basında. Çekik gözleri sebebiyle ona verilen lakap ''El Chino''Danubio'da basladıgı futbol hayatına Nacional'de devam eder ve 97-98 sezonunda 7 sene top kosturacagı takımına, Inter'e gelir. 99'da 1 sene için Venezia'ya kiralanır. Bu 7 senelik süre zarfında Inter'de 176 maçta 53 gol kaydetmiştir. Frikiklerdeki ustalıgı kesinlikle tartısılmaz... Son 2 senedir pek forma sansı bulamadıgından kendiside oynayabileceği bir takıma gitmek istiyordu. Kendi şahsi fikrime göre -ki her fırsatta söylerim bunu burdaki tek hatalı adam teknik direktör Mancini'dir. 2007-2008 futbol sezonunda transfer döneminin kapandıgı son günde Recoba, Torino'ya 1 sene kiralık olarak verildi. Kendi adıma üzüldüm fakat oynayabileceği biryere gitmesi sevindirici zira onu en azından bir 60 dakika izlemeyi bile özledim diyebilirim. Yakın tarihte aklımda kalan Meazzadaki Sampdoria karşılaşmasındaki uzatmalarda attığı gol, Fiorentina'ya sağ çarprazdan attıgı enfes frikik ve Udineseye kornerden attıgı harika golü unutulacak türden goller değildi. Umarım Torino'da eski performansına kavuşur ve Inter'e sezon sonu tekrar döndüğünde teknik direktör Mancini kovulmus veya takımdan ayrılmıs olur. ''Burda bitmez Chino !''
Başarılar;
Uefa Kupası: 1998
Italya Kupası : 2005, 2006
Italya Süper Kupası : 2005, 2006
Italya Sampiyonluk : 2005-2006, 2006-2007
Ringraziamenti per tutto, reale Interista El Chino !
sabato 28 luglio 2007
Optik Başkanımıza . . .
Her zaman takımımıza destek olalım. Ne olursa olsun Beşiktaş’ın arkasında olduğumuzu Beşiktaş’ı temsil edenlere inandıralım. Cümlelerinin karşılığını dolu dolu vermek için bir ömrü Beşiktaş’a verdin Başkan
Küçük bebelerin kucağında maç izleyip de ağlamayı zırlamayı kestiğine şahit olan tribün taşları açtı binbir kollarını sana doğru, seni kucaklamak için sana doymak için 2 senenin her saniyesinin hasretini sıkıp ter olup akıtmak için Beşiktaş’a. Evet Beşiktaş’a; gençliğinin ve hayatının kalemini kırıp da verdiğin Beşiktaş’a. Öyle bir iştir ki bu Ferhat la şirine aslı ile kereme hayata küsme nedenidir senin sevdan. Uğruna yıllarca mesai harcadığın, evlendiğin, gönül nikahı kıydığın Beşiktaş’ından ayrı geçen 2 sene. Omuz omuza verilmiş kardeşlerinle durmadan dimdik yürüdüğün Beşiktaş yolunda senin adamlığını örnek bilmiş binlerce onbinlerce kartal yüreği. Hakkında bırak tribünümüzden rakip tribünlerden bile tek kötü laf eden çıkmamıştır, edenin ya akli dengesi bozuktur ya da mayası. 1974’lerde ilk maça girdiğin heyecanın yüzünde yarattığı gülüştü sanırım her tribünde görüşümde bana gülmen. Uğur olsun diye yaktığın sigaralarını takip ederdim hep, nasılda kalbinden çıkardı dumanı, kaplardı o dumanın büyüsü futbolcuları. Beşiktaş uğruna kalemi kırılmış bir hayat dedim ya Başkan, Beşiktaş uğruna yakılmış okul yılları ve Beşiktaş uğruna elinin tersiyle itilmiş bir öğretmenlik hayatı.
Ne bileyim ben başkan, ne sen sor ne ben söyleyeyim duyduğum saatten beri kelime edemiyor, duyamıyorum, duymak istemiyorum. Senli tribünün tadını dokusunu ve adamlığının nefesini koklamışlıktan mıdır nedir sensizliğin korkusu sardı dört bir yanımı şimdiden. Tüm umutlarım, duygularım, bilincim törpülendi. Bilinçaltında hala senden kalma uğur sigaraları, hindi babalar, durumu olmayana yardım etmeler karın doyurmalar ve en önemlisi senden miras kalan ve herkesin istediği kadar almakta hür olduğu adamlığın miras kaldı bilinçaltında.
Şimdi sensizlik zamanı. Geçici ayrılığında bile burkulan yüreklerimiz ebedi ayrılığına nasıl dayanır bilinmez. Şimdi kim bize sahilde bira ısmarlayacak, maç öncesi aç karnımızı doyuracak, kim hindi baba çektirecek, uğur olsun diye Beşiktaş’ımıza kim yakacak o malum dakikada sigarasını...
Gittin başkan bizi sensiz, biz başkansız, bizi Beşiktaş’la baş başa bırakıp gittin. Gittin de ne oldu, şimdi kim Beşiktaş için ömrünün kalemini kıracak.
Sokak köpekleri şimdi sensiz Başkan, sensiz, kimsesiz, aç ve biz sensiz sokaklarda sokak köpekleriyle kucak kucağayız artık. Gittin, çözülen yün yumağı, savrulan yapraklar gibi dağıttın gittin bizi Başkan, Başkanım, Optik Başkanım bir kitaba başlar gibi, koşarken yavaşlar gibi bir anda tökezledik hayat yolunda, vakitsiz bir sonbahara yakalandık, yaz düşünde çok sarardık, yaza varmadan bir adım daha bu gudubet Temmuz’da seni aldı Kartallar ülkesi, kıskandı sevgimizi, inat yaparcasına Optik Başkan sen çok yaşa dememize, Optik Başkan artık bizle yaşayacak hükmü geldi biz seni bilmesek endişelenir, üzülür, kederlenirdik; ama biliriz ki eşsiz adamlığınla ve sevginle biz geldiğimizde oraların Başkanı sen olacaksın tüm gönülleri feth etmiş durumda, biz yine fenere söveceğiz, cimboma giydireceğiz. Sensiz günlerimizde miras bıraktığın adamlığımızdan ödün vermeden dimdik yürüyeceğiz, çizdiğin ve yürüdüğün yolda, yalansız riyasız rantsız…
Kalbimizin Kral dairesi senindir her daim Optik Başkan, başkanım, Mehmet abi, hocam, Mehmet hocam.
Gittin başkan, sessiz sitemsiz, diğer ölen arkadaşlar gibi sessiz sitemsiz
Sana 1 maçı bile çok gören hayat umarım bu sene şampiyonluğumuzu sana armağan eder, işte o gün mümkün olur bahsetmek adaletinden dünyanın.
Gittiğin her yerde omuz omuza olacağız unutma başkan, gittiğin diyarlarda da yankılanacak o kalpten gelen sesin yine...
Biiiir baba hindiiiii
Ömür Hıncal