Ne desem, nasıl anlatsam bilemiyorum. Gerçi bu konser anlatılırmı onu hiç bilmiyorum. Yaşanırdı bu konser, yaşamaktan öte hissedilmeliydi öylede yaptık. Konserden önceki gece uyuyamadım heyecandanmı, strestenmi bilmiyorum. Heyecanlanmamak mümkünmü hergün tekrar tekrar dinlediğim şarkıları canlı canlı onlardan dinleyeceğim... Güç bela 3-3.5 saat falan uyuduktan sonra, 7.30 otobüsüyle Mecidiyeköy'e yollandım. O saatte hatrı sayılır bir kalabalık vardı. Zaten geceden sabahlayanlarda olmuş. Kapı olayında eziyet çekmedim desem yalan olur. Ön taraflardaydım ama kapıyı bir türlü açmadılar 2 de açılacak kapı için saat. 2.30-3 oldu hala açmadılar. O kalabalıktan sıyrıldım gittim başka bir kapıya 10 dakkada içerdeydim. Biraz saha içi turundan sonra sahne önü'ne doğru yollandım. Çöktüm, hatta biraz uyudum. Birşeyler atıştırdıktan sonra ilk çıkacak grup ''The Sword'' u beklemeye koyulduk. Nitekim 6 civarı çıktılar sahneye. İlk defa dinledim, beğendimde açıkçası. Özellikle gitaristleri çok iyiydi performans olarak. Kulaklardaki pas'ı silip attılar.
Arkasından ''Pentagram'' çıkıverdi. Onu bekliyordum bende zaten. Pentagram&Metallica en sevdiğim 2 grup aynı gece çıktı... Herneyse Pentagram beklediğim gibi değildi. Yada benim beklentim çok fazlaydı. Ama şöylede birşey vardıki Pentagram sahnedeyken ses sistemi hiçte iyi değildi. Bununda payı büyük olsa gerek. Tabiki Lions in a Cage'de kendimden geçtim her zamanki gibi.
Saat 8 civarı, ''Down'' çıkageldi. Onlarıda ilk defa dinledim dün. Phil Anselmo'nun vokalde olması zaten iyi bir grup olduklarını gösteriyor. Gerçekten çok iyilerdi, bu zamana kadar nasıl dinlemedim kendime kızıyorum. Phil'in sahne enerjisi bitmedi devamlı seyirciyi coşturmaya çalıştı ve kendide coştu. Sahneden inmeden 1 şarkı önce Metallica diye milleti gaza getirmesi ayrıca güzeldi.Ve Down'da yaklasık 45 dakkalık bir performanstan sonra sahneden indi. Artık delicesine bir heyecanla Metallica'yı beklemeye koyulduk. 9'da çıkacaklardı ama 9.45'te falan çıktılar sahneye. Sahneye çıkmadan önce müthiş bir karanlık mavi bir ışık sahnede ve arkada çalan ''Ecstasy of Gold'' ve stattaki inanılmaz görüntü... Bütün statta o karanlıgın icinde eldeki telefonlardan,foto makinelerinden çıkan ışıklar adeta yıldızlar gibiydi. Ectstasy of Gold'un bitişiyle beraber yaklaşık 5 saniye içinde grup elemanları harika bir şekilde sahneye çıktı. Lars'ın elindeki bardağı bizlere atmasıyla Creeping Death'i girmeleri bir oldu. Kendimizden geçtik adeta inanılmazdı. Arkasından For Whom Bell Tolls geldi ki en sevdiğim şarkılar arasındadır. Onun peşinden Ride The Lightning, sahnedeki ateşler harikaydı. One'dan önce top tüfek efektleri sahne üzerinde,arkasında,önünde patlayan bomba efektleri, alevler, havai fişekler... konserin müzikal olarak değil görsel olarakta muhteşem olduğunu gösteriyor zaten. Master of Puppets' ı tam ve eksiksiz çaldılar. Master, Master ! bağırışları muhteşem bir şekilde yankılandı. 2 saati aşkın inanılmaz bir coşkuyla çaldılar. Metallica dün adeta Ölmedik lan biz burdayız ! dedi. Bu konserden sonra hiçbir konserden zevk alabileceğimi sanmıyorum. Unutması mümkün olmayacak bir geceydi. Öyle dolmuş bir seyirci vardıki, seyircinin we want more tezahüratı karşısında James Hetfield, üzerine çökerek memnuniyetini gösterdi. Bitimde tüm grup elemanları mikrofona birşeyler söyleyerek, seyirciyi överek gittiler. Ve seneye tekrar burda olacaklar. Lars'ta yakın bir zamanda görüşeceğiz diyerek bunun müjdesini vermiş oldu. Özetle harika,muhteşem,şahane bir geceydi... biz izleyenler orgazmın doruklarına çıkardı Metallica. Onlar benim için her zaman Metallica'dır ve her zaman 1 numaradır.
2 commenti:
artik uzun süre bozulmaz insallah moralin :)
gidemedik ama gitmiş kadar olduk, sağolasın :D
Posta un commento